3 Haziran 2014 Salı

Mehmet Sepil 101


Gelişen onca şeye rağmen tek satır yazamadım. Boşlamaktan falan değil kafamı toparlayıp kelimeleri bir araya getirecek gücü bulamadım. Bugün yaşananlardan sonra düşünmekle işin içinden çıkamayınca kendimi burada buldum.

Hayatım boyunca acıklı hikayelerden ders almanın saçma olacağını düşündüm durdum. Şimdiki durumu açıklamak için geçmiş zamanda bana anlatılan hikayeyi yazmak istiyorum;

Geçmiş dönemde Avrupa'da ressamın çırağı sabırsızlıkla ustasına yapmış olduğu resmi gösterme hevesindeymiş. Ustası resmi görünce al bunu çarşının ortasına koy ve beğenmeyenlerin üzerine çarpı koyması için kalem bırak demiş. Çırak heyecanla resmi bırakmış ve akşam almaya gittiğinde resmin her tarafının çarpıyla dolu olduğunu görmüş. İlk resmini böyle kaybetmek çırağı biraz üzse de ustası yeni resim yapmasını söylemiş. Çırak yaptığı ikinci resmi ustasına gösterince ustası tekrardan bunu çarşının ortasına koymasını fakat bu kez oraya beğenmeyenler için bir fırça ve boya koymasını beğenmeyenlerin resmi düzeltmesini söylemiş. Çırak yazdığı notla resmi bırakmış, akşam olduğunda resmin ve bıraktığı boyaların aynen durduğunu görmüş. Siz insanlara ne kadar eleştiri hakkı verirseniz o kadar acımasız eleştirilerle karşılaşırsınız. Bizim tribün o misal..

Gelelim gündeme..

Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş misali sürekli muhalefet halindeyiz. Görülebilecek en kötü şartları yaşayan insanların böylesine fevri davranmasını bazen anlamakta zorlanıyorum. Geçen salı İmparator Suat hoca bugün iki gazete haberiyle Paragöz Suat Kaya, bir hafta önce Büyük başkan bugün satılma haberiyle Şerefsiz Altınbaş. YAPMAYIN ALLAH AŞKINA. Geldiğimiz yerleri bu kadar çabuk nasıl unutabiliyoruz? Tesis yapılsın, altyapıya önem verilsin gerekirse 5 sene çıkamayalım diyen bizler değil miydik? Bugün altyapıdan 9 oyuncu A takım kadrosunda değil mi? Nasıl unuturuz kendi söylemlerimizi?  Altınbaş ailesinin yanlışları ve doğruları elbet var. Biz kendi tükürdüğümüzü yalamayı bırakalım elbet onların yapamadıklarından bahsederiz. 

Mehmet Sepil dönemi..

Kimsenin ne getireceği hakkında en ufak bilgisi yok. Kimine göre Göztepe'nin evladı, kimine göre zor zamanlarda taşın altına elini koymayan başarılı iş adamı.. Hikayenin sancılı süreci bittiğinde büyük resmi daha net göreceğiz. Tribünde pek çok şey başarıyla alakasız şekilde gerçekleşir. Göztepe camiasında herkesin sevdiği adam olmak çok zor. Bunu başarabilen adam Dünya'nın her yerinde ülke yönetir. Buna tüm samimiyetimle inanıyorum. Mehmet Sepil aranılan başkan, gerçek Göztepeli olduğunu iddia ediyorsa önce sağlıklı yönetim kurulunu kurmalı ve İSTENMEYEN ADAMLARI KULÜPTEN UZAK TUTMALIDIR. 

Altınbaş giderken..

Altınbaş bundan 20 yıl sonra belki vizyonsuz olarak hatırlanacaktır. Tarihten silemeyeceğimiz tek gerçekleri tesis için 89 yıldır kimsenin çalışmadığı kadar çalışmış olmaları. Para harcadılar, vakit harcadılar, emek harcadılar ama olmadı. İstedikleri başarıyı bir türlü sağlayamadılar. Verdikleri sözleri bir türlü tutamadılar. Ailenin kararına Hüseyin başkanda fazla dayanamadı, kulüp el değiştirdi. Yaptıkları için teşekkür ederken yapamadıkları için de hakkımız helal olsun.