13 Ekim 2014 Pazartesi

Şampiyon Olacağız!


Süper ligde uyguladığın dandik bilet sistemi yüzünden haftada 15-20 bin seyirciyi stadyumlara zor getiriyorsun ve pazar payın günden güne düşüyor. Yetmiyor milli maç arasında alt liglere önem verir gibi yapmak için Göztepe - Bandırmaspor maçına yayın koyuyorsun. Evinde yatarak değil tribünün hakkını vererek maç seyretmeye alışmış Göztepe taraftarı 15 bin taraftarıyla seni ödüllendiriyor. Karşılığında çapsız bir hakem ve futbolun yüz karası, şeref yoksunu bir rakip..

Biz çok mağlubiyetler gördük. Şampiyonluk parolasıyla girdiğimiz sezonda küme düştüğümüz bile oldu. Bandırma mağlubiyetine kılıf arayacak halimiz yok. Dün futbol olarak kötüydük ve tüm hatalarımız skora yansıdı. Yine gereken mücadeleyi ettik ama geçemediğimiz etkenler hep futbol dışıydı.. Yattığı yerden kalkmayan rakip futbolcular, oyunu soğutmaya çalıştıkları her hamlede onlara fırsat veren çapsız hakemi geçemedik.. 

Sahada oynayan takım en az tribün ve camia kadar şampiyonluğa inanıyor. Ertuğrul'un maç sonunda yaşadığı gerginlikte gördük ki biz bir takımız. Zor tutulan Halil, tribüne el kol yapana gerekli hamleyi yapan Mustafa, KAPTAN ERTUĞRUL, eski takımı olmasına rağmen yapılan terbiyesizliğe gerekli tepkiyi gösteren Timur.. Onlar şampiyonluğa inanıyor. Futbolun katili hakemlere, sahaya pislik yapmaya çıkan rakiplere inat inanmış güzel adamlarla BİZ ŞAMPİYON OLACAĞIZ!

8 Ekim 2014 Çarşamba

2010 Sendromu


Malum 2010 şampiyonu kadronun dağılması oynadıkları futbol kadar hoş olmamıştı. Pek çoğuna göre haksızlık yapılarak kulüple ilişkileri kesilmiş ve başarılı oldukları yerden gönderilmişlerdi. Esasında kadro dağıldıktan sonra tribünün dilinde her başarısızlık 2010 ah'ı olarak dillendirildi durdu. 

Her kötü sonucun ardından yapılan oyuncu kıyaslamaları, kaybedilen puan sonrası eski futbolcuların tekrar takımda görülmek istenmesi gibi süreçlerin ardından bu seneki kadro bizlere gösterdi ki aranan eski futbolcular değil karakterli topçulardı.. İşler kötü gidince gerekli olanı 2010 sezonundan beri yanlış taraflarda aradık durduk. Şampiyon kadro elbet ki unutulmayacaktır, bu vesileyle ah defterini kapatmış sayalım.

2010 yılındaki takım nasıl oyun karakteriyle, tribünle olan bağıyla, Göztepe armasına duydukları saygıyla şampiyon oldularsa bugün sahaya çıkan takımda aynı ışığı gösteriyor. Öyle bir takım kuruldu ki övmeye başlayınca 13-14 topçu sayıyoruz. Sahada aldığı paranın hakkını sonuna kadar veren topçular ve buna zemin sağlayan GÖZTEPELİ yönetim sayesinde henüz 7.hafta bitmişken şampiyonluk türküleri söylüyoruz.

Pazar günü şampiyonluk yolunda en büyük rakibimiz olan Bandırmaspor maçı var. Akşam maçı olması tribün olarak bizi mutlu eder ama alınacak alkolün boyutunu ve henüz 7. haftadan 2. uyarıyı aldığımızı unutmayalım. Tribün olarak bize asla rakip olamayacak Bandırma için yeni bir ceza alıp sezonun hemen başında saha kapatma cezalarıyla uğraşmayalım. Herkesin içinde yüksek sesle bağıralım, KÜFÜR ETME! ETTİRME!




9 Eylül 2014 Salı

Lider



89 yıldır olmayan şeyleri öyle 15-20 günde hazmetmek gerçekten kolay olmuyor. Biten tesisler, yenilenen salon derken fısıltı gazetesini aşıp ciddiyete binen stadyum masalı...

Alsancak'ın kapatılması, kombinelerin iptal edilmesi ve deplasmanlara sürekli yasakların gelmesiyle Göztepe'nin alışılagelmiş huzursuzluğunu ucundan kıyısından yaşasak da tüm Göztepelilerin yüzünün güldüğü günleri yaşıyoruz. Bugün takım lider, tesis sorunumuz kalmadı (hatta rakipler geliyor maç falan yapıyoruz), yönetimde bolca Göztepeli mevcut, hentbol takımı şampiyonluk parolasıyla sezona başlıyor ve bizim için belkide tesisten daha önemlisi GÖZTEPE STADYUMU için ciddi adımlar atılıyor. Tüm bunların 5 (yazıyla beş) ay gibi kısa bir sürede çözüme kavuşturulduğunu da dip not olarak ekleyelim. Kısaca birileri Göztepe için çalışıyor, çalışıyor, çalışıyor.

Kısa kısa Maraş maçı..
Kadro kalitemizin ligin üzerinde olduğunu bizden önce rakiplerimiz kabul ediyor. Sahaya çıkarken oyunlarını Göztepe'ye karşı oynamak yerine Göztepe'yi oynatmamak üzerine kuruyorlar.. Bizi sezon genelinde zora sokacak en büyük faktör bu olacaktır. Maraş maçından sonra maçı nasıl izah edeceğimi düşünürken aklıma Bobby Robson'ın "Onları küçümsemedik. Sadece düşündüğümüzden çok daha iyi çıktılar" sözü geldi. Evet, Maraş beklediğimizden tempolu çıktı ama gelecek haftalarda bizi oynatmayacak rakiplere karşı daha dirençli kalıp, takım oyunumuzu daha uzun sürelere yaymalıyız. Rakiplerimiz kadar mücadele ettiğimiz müddetçe kalitemiz ligdeki farkımızı puan tablosuna taşıyacaktır. Lideri izlemeyi çok özlemişiz, daim olsun.

5 Ağustos 2014 Salı

Mehmet Sepil 102


Bir başkan hayal edelim amacı tek adam olmak falan asla olmasın..
Yalnızca Göztepe'nin adını yukarılara taşımak için hamleler yapsın..
Kurduğu yönetime söylediği ilk cümleler; 'GÖZTEPE ARMASININ ÖNÜNE KİMSE GEÇEMEZ' olsun..
Biraz da Göztepeli olsun..

Yetmez mi? 

Başkanlık mesaisine başladığı ilk günden itibaren sürekli pozitif işler yapsın.
Takımı ilk etap kampına transferler tamamlanmış halde göndersin..
Gürsel Aksel'i devlete vermeyi kabul etmeyip altyapıya yönelik yatırımlar yapsın..
Gürsel Aksel'de bulunan salonun zeminini yeterli görmeyip bütün zemini yenilesin..
Dernek üyeliklerinin açılabilmesi için gerekli başvuruları yapmış olsun..
Taraftar gruplarının görüşlerini alsın, Açık tribün kombine fiyatlarını 35 TL yapsın..
Forma seçimine 'kendi beğendiği formalar olmasına rağmen' tribünden seçilmiş insanların katılımıyla onay verdirsin..
Yıllarca taraftarların desteğiyle ayakta duran Hentbol Şubesine ciddi yatırım yapıp, şampiyonluğa oynayacak takımın kurulmasını sağlasın..
Yeri gelince de mekanı cennet olsun Nizam dayının dertleriyle en güzel şekilde ilgilensin..

Ben bile yukarıda noktalama işaretlerini yanlış kullandım ama Mehmet Sepil'in yanlış hamlesi yok. Özlenen Göztepe'yi ortaya çıkarmak için son derece profesyonel aynı zamanda gönüllü ekiple çalışıyor. İsyan marşlarının yazıldığı dönemin son bulup Zafer marşlarının yazılacağı günleri bizden çok istiyor. 

Gelelim bizim payımıza..

Dertleri bizim üzerimizden alıp bizlere sadece futbolu düşündürmeyi hedefleyen takımı yalnız bırakmamamız gerekiyor. 35 TL'den satılan kombine biletlerin tükenmesi, kapalı da maksimum sayıya çıkmamız için elimizden geleni yapmalıyız. Güzel günleri en sağlıklı şekilde izleyebilmek için KOMBİNENİ AL, TAKIMINI YALNIZ BIRAKMA. UNUTMA SEN YOKSAN BİR EKSİĞİZ!


3 Haziran 2014 Salı

Mehmet Sepil 101


Gelişen onca şeye rağmen tek satır yazamadım. Boşlamaktan falan değil kafamı toparlayıp kelimeleri bir araya getirecek gücü bulamadım. Bugün yaşananlardan sonra düşünmekle işin içinden çıkamayınca kendimi burada buldum.

Hayatım boyunca acıklı hikayelerden ders almanın saçma olacağını düşündüm durdum. Şimdiki durumu açıklamak için geçmiş zamanda bana anlatılan hikayeyi yazmak istiyorum;

Geçmiş dönemde Avrupa'da ressamın çırağı sabırsızlıkla ustasına yapmış olduğu resmi gösterme hevesindeymiş. Ustası resmi görünce al bunu çarşının ortasına koy ve beğenmeyenlerin üzerine çarpı koyması için kalem bırak demiş. Çırak heyecanla resmi bırakmış ve akşam almaya gittiğinde resmin her tarafının çarpıyla dolu olduğunu görmüş. İlk resmini böyle kaybetmek çırağı biraz üzse de ustası yeni resim yapmasını söylemiş. Çırak yaptığı ikinci resmi ustasına gösterince ustası tekrardan bunu çarşının ortasına koymasını fakat bu kez oraya beğenmeyenler için bir fırça ve boya koymasını beğenmeyenlerin resmi düzeltmesini söylemiş. Çırak yazdığı notla resmi bırakmış, akşam olduğunda resmin ve bıraktığı boyaların aynen durduğunu görmüş. Siz insanlara ne kadar eleştiri hakkı verirseniz o kadar acımasız eleştirilerle karşılaşırsınız. Bizim tribün o misal..

Gelelim gündeme..

Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş misali sürekli muhalefet halindeyiz. Görülebilecek en kötü şartları yaşayan insanların böylesine fevri davranmasını bazen anlamakta zorlanıyorum. Geçen salı İmparator Suat hoca bugün iki gazete haberiyle Paragöz Suat Kaya, bir hafta önce Büyük başkan bugün satılma haberiyle Şerefsiz Altınbaş. YAPMAYIN ALLAH AŞKINA. Geldiğimiz yerleri bu kadar çabuk nasıl unutabiliyoruz? Tesis yapılsın, altyapıya önem verilsin gerekirse 5 sene çıkamayalım diyen bizler değil miydik? Bugün altyapıdan 9 oyuncu A takım kadrosunda değil mi? Nasıl unuturuz kendi söylemlerimizi?  Altınbaş ailesinin yanlışları ve doğruları elbet var. Biz kendi tükürdüğümüzü yalamayı bırakalım elbet onların yapamadıklarından bahsederiz. 

Mehmet Sepil dönemi..

Kimsenin ne getireceği hakkında en ufak bilgisi yok. Kimine göre Göztepe'nin evladı, kimine göre zor zamanlarda taşın altına elini koymayan başarılı iş adamı.. Hikayenin sancılı süreci bittiğinde büyük resmi daha net göreceğiz. Tribünde pek çok şey başarıyla alakasız şekilde gerçekleşir. Göztepe camiasında herkesin sevdiği adam olmak çok zor. Bunu başarabilen adam Dünya'nın her yerinde ülke yönetir. Buna tüm samimiyetimle inanıyorum. Mehmet Sepil aranılan başkan, gerçek Göztepeli olduğunu iddia ediyorsa önce sağlıklı yönetim kurulunu kurmalı ve İSTENMEYEN ADAMLARI KULÜPTEN UZAK TUTMALIDIR. 

Altınbaş giderken..

Altınbaş bundan 20 yıl sonra belki vizyonsuz olarak hatırlanacaktır. Tarihten silemeyeceğimiz tek gerçekleri tesis için 89 yıldır kimsenin çalışmadığı kadar çalışmış olmaları. Para harcadılar, vakit harcadılar, emek harcadılar ama olmadı. İstedikleri başarıyı bir türlü sağlayamadılar. Verdikleri sözleri bir türlü tutamadılar. Ailenin kararına Hüseyin başkanda fazla dayanamadı, kulüp el değiştirdi. Yaptıkları için teşekkür ederken yapamadıkları için de hakkımız helal olsun. 



8 Mayıs 2014 Perşembe

Ertelenir mi?



'Ceza gelecek mi?' tartışmaları PFDK kararıyla gölgede kalırken şimdi akıllara gelen tek soru 'erteleme olacak mı?'

PFDK kararları neticesinde erteleme veya cezanın iptali için karar verecek olan Tahkim Kurulunun alt ligler göz önüne alındığında emsal olarak erteleme kararı verdiğini maalesef göremiyoruz. Erteleme kararı için gereken şartlar ise şunlar;

1 - Cezanın alt sınırdan verilmiş olması
2 - Kabul edilip pişmanlık duyulması
3 - Aynı suçun bir daha işlenmeyeceği yönünde kanaat getirilmesi
4 - Bu konudaki sabıkanın temiz olması

Göztepemiz'i en çok zorlayacak 4. madde gibi görünüyor. PFDK'nin kararında da belirttiği gibi 'çirkin ve kötü tezahürat' eylemini tam 5.defa gerçekleştirdiğimiz için ceza aldık. Bundan sonrası tamamen Tahkim Kurulu'na yapılacak itirazı zamanında yapmak ve şampiyonluk maçında Göztepemiz'i desteklemek için olumlu kararın çıkmasını beklemek. 



21 Nisan 2014 Pazartesi

Şampi...


Tribünün en özel olduğu yılları göremedim. Süper ligi sıfır, amatöre giden yolu çat pat, amatörden sonraki süreci ise yaşayarak öğrendim. Hafta sonları maça gitmek, deplase olmak hiçbir zaman aileden yadigar şeyler olmadı. E tabi peder bey gemi kaptanı olunca böyle şeyleri beklemek onun içinde haksızlık olur.  Tribün namına ne öğrendiysem acısıyla tatlısıyla yaşayarak öğrendim. 

Dershaneden kaçıp hafta sonları maçlara gittiğimiz dönemlerde sahada oynayan topçularla hiç işimiz olmazdı. Ben çıkan kadroyla ilgilendiğimi hatırlamıyorum. Abiler maç öncesi sürekli tartışır dururdu, 'yine sol beke yanlış adamı koymuş' 'yahu yok mu şu takımda adam gibi golcü' falan filan.. Sevinmeyi öğrenmeden önce isyan etmeyi öğrendim. Ezeli rekabetten sürekli bahseden abileri dinlerken bırakın derbi galibiyeti görmeyi henüz derbi heyecanını yaşamamıştım. Ama inanıyordum. Göztepe ile çok güzel şeyler başaracağımızdan şüphem yoktu. Maç kaybediyorduk, lig düşüyorduk, şampiyon oluyorduk hiçbir zaman armanın peşinden ayrılmıyorduk. Bizleri bağlayan bütünlük arma sevdasından başka bir şey değildi.

Sosyal medyanın aktif olarak tribüne girmesi, istenen başarıların bir türlü gelmemesi ve yönetimin acemi hataları ile övündüğümüz tribün çağırdığı topçuya bile sözünü geçiremez bir hal aldı. Sürekli suçlu aramaktan hatalarımızı göremez olduk. Bize göre onlar, onlara göre biz sürekli suçluyduk. Sorunların çözümüne yönelik adımlar atacağımıza sürekli haklı olmamızı sağlayacak adımlar atmayı tercih ettik. Ve ne yazık ki ağabeyler bunlara dur diyemediler.

Bugün tribünler dağınık, topçuların özgüveni bitik ve hedefimiz şampiyonluk olarak son haftalara giriyoruz. Herkesin yüksek sesle konuşmaya korktuğu ŞAMPİYONLUK için matematiksel olarak şansımız devam ediyor. Gün dargınlıkları unutup özlenen şampiyonluğa inanma günüdür. Ölüyü dirilten Göztepe'yi, özlenen Göztepe tribünlerini tekrardan canlandırma günüdür.  Önce Tarsus'a, emniyet izin verirse Pendik'e gidip dosta düşmana bitti denen Göztepe'yi hatırlatma günüdür. Unutmayın tarih yazmak bizim işimiz, tarihi okuyanlardan olmayalım.. 

13 Nisan 2014 Pazar

beni vur


uzun yıllar geçmişle hesabı kesersem yaşantımın daha güzel olacağını düşünüp durdum. şimdi geçmişten beni bağlayan şeyler kalmadı. günlerim maç izleyerek ve geçmişi düşünmeden geçiyor. zaman zaman keşke diyorum hesapları kapatmasaydım belki beni sağlam kılan hesaplaşmalardı. 

daha güçlüyüm. daha az kırılıyorum. daha az üzülüyorum. yıllarca bunların insanı mutlu hissettirdiğini sanardım. oysa şartlanmadan başka bir bok değilmiş. şimdi hedefsizce günleri geçirirken gelecek güzellikleri gözlüyorum. güçlü olmak, üzülmemek sikimde bile değil. bundan ötesi zırvalamak. rakı iyi ki var. kalın sağlıcakla.

6 Nisan 2014 Pazar

Küsmek


Kargaşanın olduğu yerlerde genelde susmayı tercih ederim. Yaşamın her alanında kaostan beslenen ve bunu kendilerine yaşam biçimi haline getirmiş insanları görebiliyoruz. Dün stadyumda yaşananlardan sonra hangi taraf için utanacağımı şaşırdım. 

Topçular, tarihin en kötü kadrosu tespitini bizlere yaptırırken oynadıkları futbolu unutmuş, iki galibiyetle tribüne tavır almaya başlamış, kendisine tribünden küfür eden taraftarları gelsene gelsene diye sahaya çağırır olmuş. Kısacası ipler aslında çoktan kopmuş, topçular galibiyetlerle elleri güçlenir güçlenmez bilinç altlarında yatan tribün nefretini dışarıya vurmaya başlamışlar. 

Eh be güzel topçu abilerim, kardeşlerim keşke tribüne bu kadar kafayı takacağınıza futbolunuza odaklansaydınız. Keşke edilen küfürleri önemsemek yerine biz takım olarak 3 hoca gönderdik ve 4. hoca geldi artık sorunun hocada olmadığı aşikar deseydiniz. Her ay maaşınızın takır takır ödendiği yerde 'ulan biz buradan ekmek yiyoruz artık şu takımı hak ettiği yere getirmemiz gerekiyor' diye kafanızı yorsaydınız. Sezon boyunca taraftarın psikolojisiyle oynayıp durdunuz. Dahası yıkılmaz kale dediğimiz İzmir'de galibiyeti unutturdunuz hatta galibiyeti geçtim rahat maç izleme keyfimizi elimizden aldınız. Yani siz gene tribüne trip atın ben atmayın demiyorum ama önce sezon içerisinde yaşananları hatırlayın sonra zaten yaptığınız hareketten dolayı utanacaksınız..

Gelelim tribüne.. Gümüşhane'de tribüne gelmeyen adamla Gürsel Aksel'de konuşmadan tribüne çağırırsan böyle topçunun maskarası olursun. Bu saatten sonra gelecek şampiyonluğun bile anlamı kalmadı, geçmiş olsun.

6 Mart 2014 Perşembe

Pıt


yarının heyecanını yıllar önce kaybettim. bugünün feryatları boşa. yarın güzeldir. yedi martlar özeldir. 

5 Mart 2014 Çarşamba

Korkarım


bazen özlediğimi sanıyorum. genellikle unuttuğumu hatırlayamadığım zamanlarda.. 

24 Şubat 2014 Pazartesi

Şampiyonluk Hikayesi #1

Twitter sayesinde tanıdığımız güzel adamlarla aylar öncesinden Hatay deplasmanını hayal edip duruyorduk. Yılbaşı gecesi bile birbirinden ayrı 23-24 tane adam istemsizce twitter ve whatsapp grubuna ŞAMPİYON OLACAĞIZ! yazıyordu. Tüm bunlar olurken Özgür hoca takımdan ayrılmış yerine Zafer hoca gelmişti. Armaya gönülden bağlı kimi zaman 5-6 kişi diyerek ötekileştirilen o güzel adamlar şampiyonluğa olan inançlarını hiç kaybetmediler..

Maç sabahı çoğu kişi gibi 04:30 gibi başlamıştı. Mersin'den Mehmet'i alıp Adana'ya gidecek ve tayfaya katılacaktım. Mehmet'in Göztepe ile uzaktan yakından bağlantısı yok. Bizim tribünü ve ortamı merak ettiği için gelmek istedi, kırmadım. Sabah 08:25 gibi tayfanın uçağı Adana'ya indi ve Hatay'a yolculuk başladı.



Hatay'a vardığımızda cumartesi gününden Hatay'a ulaşan arkadaşlar bilet sıkıntısını çözmüş o konuda neyse ki sıkıntı çekmedik ve stadyumdaki yerlerimizi aldık. Buraya kadar anlattıklarım içerisinde bol bol piiz olan herkesin şampiyonluk inancının tavan yaptığı zamanlardı. Taraftarların Hatay'a akın etmesi topçulara da yaramış olacak ki maçın ilk çeyreğinde ilk gol geldi. Derken Halil'in nefis golüyle fark ikiye çıktı. Biz daha ikinci golün sevincini yaşarken maç 3-0 oldu. Yalnızca Halil'in 2.golde seken topa vurduğu anı gördüm ve sonrasında olanları şu an bile zar zor anımsıyorum.

Maç 3-0 olunca Göztepeli olmanın gereği olarak kimse rahatlayamadı. Esasında tribün uzun süredir özlenen tabloyu Hatay'da gösteriyordu. Herkes birlik içerisinde hareket edip en ufak bi' taşkınlık olmamıştı. Hatay tribünlerine de teşekkür etmek lazım gereksiz holiganlık yaparak ortamı germediler. İşler hayal ettiğimiz gibi gidiyordu takım 3-0 öne geçmişti belki ama Göztepeliler olarak bu duruma alışık değildik. Neyse ki takımımız bizi utandırmadı ve skor 3-2'ye geldi. Son dakikalarda klasik Göztepe sendromu ile akıl sağlımız yeterli zararı gördü ama bu kez işler tersine dönmedi galibiyeti almayı başardık. Hatay'da galip geldik işin kutlaması Adana'ya sarktı. Kazancılar'da galibiyetin hakkını verdik diyebilirim. Özellikle Kazancılar'da okunan isyan marşı ve besteler eğlenmeyi çok özlediğimizi hatırlattı. Bizler mutlu olmayı hak eden güzel adamlarız şartlar gereği bir türlü istediğimize ulaşamıyoruz. Ama biliyoruz ki gün gelecek ve biz o armayı en yukarılara taşıyacağız.

Hatay maçı yaşandı ve geçti. Önümüzde zorlu Yeni Malatyaspor maçı var. Çarşamba günü lider olmak için süper bi' gün umarım takımın Hatay maçı motivasyonu devam eder. Son olarak KıpKıp, Sercan ve Bora abilerime, Göztepe Twitter tayfa olarak çorbaya değil armaya hizmet için koşturan güzel abilerim ve kardeşlerime teşekkür ediyorum. Dün güzelse Göztepe kadar onlarında payı büyük. Her şey büyük Göztepe için, iyi ki varsınız!

( Maçın 25.dakikasında skoru sormanla 1-0 olduğuna inandırmak için 10 dakika harcamış olsam bile seviyorum seni güzel abim :))))) )

Her şeyi detaylı yazmak istedim fakat bazı güzellikler bize kalsın. Unuttuklarım varsa kusura bakmasın.. 

18 Şubat 2014 Salı

Umut Sende


Usanmadan sizi dinlemeyen birine bir şeyi izah etmek gerçekten yoruyor. Aylardır belki yıllardır yapılan hataları yazıp duruyoruz. Transferinden stadına, tesisinden store'una kadar her şey hakkında mutlaka doğruyu bildiğimizi ifade ediyoruz. Karşımızda ise bizi dinleyen ancak şartların gerektirdiği (kişisel çıkarı daha doğru) davranan, her seferinde sonucu aleyhine çeviren bir aile var. Kabul ediyoruz büyük yatırım(söylemleri bu yönde) yaptılar, kimse sahip çıkmazken Göztepe'yi satın alıp bizlere büyük vaatler verdiler. Tüm bunlar yapılırken de üzerimize düşeni yapıyorduk, bugünde.. 

İşler kötüye gittiği zaman hep başkaları suçlu oldu. Bizler nasıl her konuda yorum yapma hakkını kendimizde koşulsuz görüyorsak Altınbaş ailesi de işler yolunda gitmediği zaman hatayı başkasında bulma hakkını kendisinde buldu. Artık parklarda, okul bahçesindeki çocuklar bile Göztepe'nin bariz sıkıntılarından bahsediyor. Takımın ligdeki durumu, sahada oynadığı oyundan falan bahsetmiyorum. Anlatmak istediğim şey kronikleşmiş başarısızlık.

Pazar günü tüm desteğimizle Hatay'a gideceğiz ama taraftarın kafasında biz iyi takım değiliz var. İşler kötü giderken hiçbir zaman desteğimizi çekmedik ki bugün bırakalım. Biz hala 'hatır transferi yapıldı mı?' bunu öğrenemedik mesela. Kulübün içerisindeki Göztepeli olmayan çorbacıları yüksek sesle bağırmamıza rağmen oradan uzaklaştıramadık. Bizimde beceriksizliğimiz bu olsa gerek. Neyse yine tek kelime futbol yazmadan haftayı tamamladım. Pazar günü alınacak galibiyet tüm bu yukarıda yazdıklarımı unutturacak. Olsun biz Göztepe'yi böyle sevdik. 

13 Şubat 2014 Perşembe

14 Şubat


ardında pek çok soru kaldı şimdi. her sene yaz tatillerinde saçma sapan isteklerle geçen 1 haftaya bile razıydım. yaşın 24 aklın pek yerlerde olmamasına rağmen yüreğin hep iyilik doluydu. bir çeşit veda mektubu lan bu. çok garip. kaybedince anlıyor insan sevdiğinin değerini. ardından ağladım bile lan. zamansız oldu. beklenmedik şekilde oldu. mekanın cennet olsun, kuzenim, aslanım.. 

vefatının hemen ardından yazmıştım yukarıdakileri. kaç yıl geçti sayamadım bile. giden gittiğiyle kalanda büyük acılarla kaldı olduğu yerde. gidişini sıradanlaştırmadım ama artık adın geçtikçe daha az içim acıyor. ölümü bile anlaşılabilir kıldın lan sen. bir yerlerdesin, elbet buluşacağız aslanım. 

9 Şubat 2014 Pazar

İstemek




Bugün sahada galibiyeti isten bir adam vardı. Top gelmeyince gitti kendi kaptı,golünü attı.


Sezonun özeti

( Fotoğrafların kaynağı GözGöz Tv )



2 Şubat 2014 Pazar

Süreç


İlk yarının son haftasında Turgutlu deplasmanının hemen sonrasında Özgür hoca ile yollar ayrıldığında yeni gelecek hocayı merakla bekliyorduk. Esasında Göztepe ve Altınbaş'ı birazcık tanımış olan kime sorsak inşallah daha isimsiz, bize yeterli olmayacak hoca gelmez diyordu. Çünkü Altınbaş yönetimi kimi yetersiz görüp gönderdiyse yerine hep soru işaretleriyle dolu hamleler yaptı. Başlarda futboldan anlamıyorlar ama profesyonel yöneticilerle çalışılıyor diye uyutulduk o günlerde bile verilen sözler hep 'Göztepe 5 yıl içerisinde Avrupa'da' olmuştu. Bank Asya'ya çıkılan sezon yaşanan kadro kıyımı ile başlayan süreç bugün taraftar için hüsranın ötesinde acı verecek duruma geldi. 

Süslü cümlelerle verilen sözlerin karşılığı hep taraftarın canını acıttı. Zamanla yaşanan sıkıntılar bile sürekli tekrar etmeye başladı. Yeni hoca geliyor, tutamayacağı sözler veriyor, takım kötü gidiyor, hoca ilk olarak tesisten dert yanıyor, takım daha kötü oluyor, hoca idman yapacak yerimiz yok diyor, hoca ile yollar ayrılıyor.. Sonra taraftar bizi kurtaracak özlenen günlerdeki gibi top oynatacak hocayı beklerken Göztepe'yi basamak olarak gören ardında pek çok soru işareti olan hoca ile anlaşılıyor. Süreç başa sarıyor.  Yeni hoca geliyor, tutama....

Esasında herkesin rahatsız olduğu şeyler açıkça ortada.. Bunları yüksek sesle konuşmak gerekiyor. Çünkü olmuyor yani ne yaparsak yapalım sahada istediğimiz Göztepe'yi bulamıyoruz. Altınbaş'a yakın duran menajerler, sürekli sıkıntıya sebep olan scout ekibi, yaraya ilaç olmayacak transferler.. Göztepe'nin kendi evlatları artık o kulüpten içeriye girmeli. Ne şekilde olur, kim buna ön ayak olur bilmiyorum ama Altınbaş ailesi şunu çok iyi anlamalı; sahada oynanan futbol değil gençliğimiz..


1 Şubat 2014 Cumartesi

31 Ocak 2014 Cuma

Amirim




"Biz napıyoruz la bu hayatta? Birileri demiş, sınırları çizmiş, burda yaşıyacaksın demiş. Birileri demiş ki bu maaşı alıcaksın demiş, bu okula gideceksin demiş, bunlara karşı çıkmayacaksın demiş. Bunların hepsi ben söylemeden önce, ben yapmadan önce birileri tarafından söylenmiş. Ben istemedim ki bunların hiçbirini?"

29 Ocak 2014 Çarşamba

Aşk Diyarında




Elbet bir sabah okunacak ismimiz minareden sela
Yare çok yalan söyledik affetsin Allah
Kimseyi sevmedik ki biz Göz Göz'den başka
Aşk diyarında...


Sözleşme


Cihan, Şaban sene sonu gidecekler. Sabutay ve Aytek PTT için yeterli görülmeyebilir belki ama Cihan ve Şaban'ın sözleşmelerinin yenilenmemesi ve oyuncuların şu an istediklerim kulüple görüşebilecek olmaları her türlü yoruma açıktır. Sürekli oyuncu transfer etmeye alışık olanlar neden bu oyuncuların sözleşmelerini uzatmayı düşünmüyor? Attıkları 12 gol ve kazandırdıkları puanlar yeni sözleşme almak için yeterli görülmüyor mu? Lütfen bir scout ekibi de takımın içine yönlendirin, oyuncular uçup gidecek..


26 Ocak 2014 Pazar

Görüntülü


Görüntünün sol alt köşesinde Volkan, Sinan, Aytek aynı bölgede duruyorlar. İleride kimse yok diye Aytek ileride çünkü rakibin defansımızı zorlayacak ileri uçta adamı yok. Halil sol köşede takımdan uzak çıkacak topu bekliyor. İleride basmak kolay değildir, alışkanlığı takım zamanla oturtacaktır. Sağ köşede golün asistini yapan Ertan kendi bölgesinde yani ekstra bir şey yapmıyor. Top şans eseri Ertan'ın önüne düştüğünde orta sahaya kimse tarafından rahatsız edilmeden geliyor. Ve güzel bir pas ile topu Sinan'a bırakıyor.


Aynı pozisyonun devamı ilk resimdeki Volkan, Sinan, Aytek üçlüsü burada da var. Tek farkla Sinan ile kalecimiz arasında oyuncumuz yok. Sorun hızlı savunmacılar falan değil. Dizilişi yanlış yaptığımız müddetçe gol yeriz. Önde basacaksak savunmayı öne çıkartacaksak takım olarak hareket etmek zorundayız. Halil takımdan uzak köşede kalır, Onur Ertan'ın o pası o kadar rahat bırakmasına izin verirse Volkan'ın olmayan ön sezi yeteneğini konuşturmasını bekler dururuz. Kısaca ya takım olarak hareket etmesini öğreneceğiz yada böyle basit goller yemeye devam ederiz. 

Maç Yazısı


Maçın en önemli anlarından bahsetmek istiyorum.
Dakika 37 : Takım 2-0 geride Volkan Altın çıkıyor, Razaman oyuna giriyor. 
Dakika 47 : Maç 2-2.
Alkışlar Scout Ekibine..

23 Ocak 2014 Perşembe

Alma Aldırma!


Askerde kullanmaya başladım. Keşke hiç kullanmasaydım. Dişleri beyazlatacağım diye bazılarında sızlamalar başladı. Doktor kontrolleri vs.. Anladım ki dişlerde ciddi hasar olmuş. Kullanmayı bırakalı 2 ay oldu. Artık daha rahat yemek yiyorum ve sızlamalar bitti. Dost tavsiyesi, KESİNLİKLE KULLANMAYIN.

22 Ocak 2014 Çarşamba

Polis



( Roma - Juventus )

Olayın yatışması 3 dakika falan sürüyor. Biber gazı yok, gereksiz itip kakan polis&güvenlik yok, sikin bunları diye çırpınan amir yok.. Yok da yok işte.  

Komik


Erkeklere Recepi
Kadınlara Eminea
Lütfen karıştırmayalım.. 

17 Ocak 2014 Cuma

Büyüklük


Yukarıdaki videoyu izlemeye başladığımda bununla ilgili söylenmesi gerekenlerin olduğunu düşündüm. Çünkü böyle adamlar yarın biz sizin semtinize geldik, şekil yaptık demeye yüz bulacaklar.

Video defalarca ve çok dikkatli şekilde izledim. Sizlere bir kaç noktadan bahsetmek istiyorum;

- Videonun 18.saniyesinde net olarak görüldüğü gibi beyaz Kangoo, Caddy tarzı bir aracın arkasına saklanarak atkıyı açıyor arkadaşımız, cidden büyük delikanlılık.

- Meşale ise Göztepe köprüsünün değişilmezlerinden. Yoldan geçen araçtan da anlaşılacağı gibi adamlar şekil yapıldığını bile anlamayıp Göztepeli sanarak destek kornaları çalıyorlar..

-Videoda 33.saniyede arkadaş yanlışlıkla veya bilerek altay adamı götünden siker diye bağıracakken 35.saniyeye gelmeden seste kısılma oluyor. Hem götü yemiyor bağırmaya hemde G.A.G.S'i hatırlayıp susuyor. Devamında OoOoO diye bağırırken sesinin ne kadar yükseldiğini fark ediyoruz ve iyi ki doğdun altay derken sesteki kısılmayı videodan çok bariz fark edebiliyoruz. 

Sonuç olarak böyle arkadaşlar mevcut zekalarıyla mahalledeki yeni yetmelere 'ulen gittik köprülerinde mevzu yaptık' demekten öteye geçemeyecekler. Varsın kendilerini böyle avutsunlar. Allah çarşılarına pazar, bucalı kardeşleri ile mutluluk versin. 



Kimisi hava şartlarıyla, kimisi arma aşkıyla.. 

14 Ocak 2014 Salı

Hayalet


''Sana o kadar çok mektup yazmayı denedim ki, bir yerden sonra yırttım. bu sefer üşeniyorum, herhalde sana gönderemeyeceğim için. daha doğrusu, bira içerek yazdığım için utandım herhalde..''

Ronaldo











Mutlu son.. 







11 Ocak 2014 Cumartesi

Başlıksız

Hayata dair söylenecek çok şeyim olduğunu düşünmüyorum. Sonuçta hala sıradan bir şarkıyı duyunca hüzünlenebilen yapım var. Kendimi bildim bileli inançlı ve güçlü olmayı beceremedim. Artık insanları tanımakta zorlanmıyorum. Zaman zaman kendimi bile tanıyamıyorum ama karşımdakilere karşı daha güçlüyüm. 

Gidenleri düşünüp üzüldüğüm günlerde geçti. Zaten giden gitti, kalan da yalnızca beni sevdikleri için duruyorlar. Mürettebattan kimseyi kaybedecek gibi durmuyorum, daha çok yakın çevreme insan eklemekte zorlandığım günler geçiriyorum. Geçer elbet.. 

Napalım belli olmaz.. Belki bir gün karşılıklı rakı içeriz ha?

7 Ocak 2014 Salı

Gülmek



Nereden başlasam, nasıl anlatsam bilemiyorum. Hayatımın bir noktadan sonra Göztepe ile bağlanmasına yıllardır alışmıştım ve askerlik yüzünden Göztepe'den uzak kalmak, maçları dahi zar zor izlemek çok canımı sıkıyordu. Sağ olsun arkadaşlar 'vatan borcu bilader,geçecek elbet' diyerek uzun süre idare etmemi sağladılar. 

Tribünden kopup teslim olduğum son maçta Karşıyaka deplasman tribünündeydim. 29 Ekim 2012'de oynanan maçı çok hatırlamak istemesem de tribünde olmak, derbi havasını yaşamak insanın inancını tazeliyordu. Sonuçta ömrümde hiç derbi galibiyeti görmemiştim ve tribünde yine kaybetmiyorduk. Neyse ki 30 Ekim'de teslim olmuştum.

İnsanlara uzun süre Göztepe'ye olan sevdamı izah etmek zorunda kaldım. Askeriye değişik insanların bulunduğu ve sürekli sorgulandığın enteresan bir yer. Askerliğin ortalarındayken 'komutanım derbi varda ben izne ayrılmak istiyorum' dediğimde ciddi ciddi psikolojik yapımı sorguladılar. İfade etmekte zorlandığım şeyleri sürekli sormaları inanın insanın canını çok sıkıyor. Öyleydi böyleydi derken derbi için izni kapmayı başardım. 

Derbiyi kaçırmak, tribünden değil televizyon başından izlemek, o tarihi anlara tanıklık edememek kabul edilir bir şey değil. Yarın oğlum olsa izah edemem. 17 Mart günü olacaklardan habersiz tribündeydim.. O gün yaşananları özetlemek imkansız. Bazılarımız halen 3 golü de Şaban attı sanıyor oysa ilk golü atan Ramazan Sal'dı.. Bende federasyonun sitesine sonradan bakınca öğrendim. O günden kalanlar; 

- Şaban'ın TAM 35'nci dakikada oyuna girmesi
- Takımın 2-0 geriye düştüğü anda başlayan efsane SEVİYORUM SENİ
- 3. golde tribünde kaybolmam
- Ağlaşmalar
- 3D koreo

Listeyi kabartmaya kalksam yazamayacağım daha çok şey var. Ömrümde ilk defa güldüğümü, içimden gelerek masum masum sırıttığımı hatırlıyorum. Böyle arkadaşlarla birbirimize bakarken anlamsızca gülüyorduk.. 20'li yaşların ortasında Göztepe ilk defa yüzümüzü güldürmüştü. En basitinden gerile gerile evlatlarımıza anlatacak anımız vardı. Sene sonunda küme düştük belki ama 2013 hep derbi galibiyetiyle hatırlanacak.. Bizde 'en son ne zaman böyle mutlu oldun?' sorusuna muhtemelen hep 2013 Mart diyeceğiz.. 








Gelecek


Siz güldükçe ben mutlu oluyorum. Size baktıkça umutlanıyorum. Allah sizleri kötü ağabeylerin eline düşürmesin.. 

6 Ocak 2014 Pazartesi

İstikrar

Özcan Kızıltan ile geçirdiğimiz iki sezon sonunda hangi hocayı getirsek istenen başarıyı yakalayamadık. Transfer yanlışları olsun, hocanın yeteneksizliği olsun süreç sürekli aleyhimize işleyip durdu. Hocaların durumunu biraz incelediğimizde;



İstatistik mini etek gibidir derler tabi.. Hocaların oynadıkları ligler, ellerindeki kadrolar, verilen imkanlar yorumun sağlıklı olmasını engelliyor. Zafer hocanın ömrü uzun olur inşallah..

Lionel Messi














Elimizde büyüdü velet..