24 Ağustos 2012 Cuma
vakit tamam sizi terk ediyorum.
Blog olaylarına ilk girdiğimde insanların ilgisini çekebileceğim hiç aklıma gelmezdi. Blog yazalım, paylaşalım derken mevzuya twitter eklenince çok güzel adamlar tanıma fırsatım oldu. Hele ki blog yazmaya başladığımda askerlik falan aklımın ucundan geçmezdi. Askerliğim başladı bile pazar günü teslim olacağım. Belki bu yazıyı ikinci defa okuduğumda on beş ay geçmiş olacak ve okurken bol bol güleceğim. Sonu ne olacak bilmediğim bir yol. Umarım hayırlısı olur. Zaten elden başkada bir bok gelmiyor.
Zahmet edip yazıyı okumaya devam ediyorsanız telefonun askerlik boyunca açık kalacak. Acemi birliğine hattımı dahi götürmüyorum. Ararsanız açılmaz ama mesaj atarsanız bana ulaşır. Hadi kendinize iyi bakın. Saçma hareketlerde bulunmayın asker adamın her boka yardım edemem. SEVİYORUM SİZLERİ.
Haa, az daha unutuyordum. O'na bol bol selam söyleyin. Eyvallah..............
13 Ağustos 2012 Pazartesi
Galiptir bu yolda mağlup..
- Takımın eksiklerini görmemiz için Altay maçının faydalı oldu. Hızlı başladık, zor bitirdik. Anladık ki takım hazır değil.
- Hamza'dan sağ bek olmaz ilk golde topun önüne atlamak yerine kendini çekmesi de yakışmadı. Hamza gün geçtikçe daha iyi performans gösterecektir. Sağ bek transferi şart.
- Veli - Aytek güven veriyor. Önlerinde oynayan Onur, Hakan'ı aratmaz, unutturur. Fatih Yiğen ikinci golde güzel uyudu, hoca uyandıracak inşallah.
- Dilaver topla çok iyi işler yapıyor, kendisini bozmazsa en hazır transferimiz. Ligde sıkıntıya giren maçları çözer.
- Hüseyin hoca devre arası değişikliklerinde ipin ucunu kaçırdı. Bence ikinci yarının başında altı değişiklik hakkından beş tanesini kullanmasa takımı yeniden değiştirirdi. Sahada gördüğümüz takım Hüseyin Kalpar'ın takımı gibi oynamadı.
- Buval fizik kapasitesiyle fark yaratmaya çalıştı. Çok can yakar.
- Fark atacakken mağlup olmak hemde penaltılarla mağlup olmak üzüyor. Altay maça bizden daha çok inandı ve kazandı. Futbolda kalite farkın rakibin kadar koşarsan ortaya çıkar. Biz rakipten az mücadele ettik.
- Genel oyun anlayışını televizyon başından çözemedim. Esasında goller ardı ardına gelince keyif almayı seçtim. Topu tutma süremiz çok düşüktü. Alan oyuncu bir şeyler yapma çabasındaydı ama hazır olmayınca çabalar sonuçsuz kaldı.
- Yine Altay'ı yenemedik.
- Son olarak Şamil'e sövenleri gördüm. Üzüldüm. Şamil lan bu Elazığ'ı yenerken frikikten gol atınca on basamak aşağıya düştüğün Şamil. Koluna takmış pazubandı çabaladı durdu. Hazır değildi. Hadi senin dediğin gibi olsun maçı vermemizi sağladı. Sezon öncesi maçta kötü oynadı diye oyuncu harcıyorsan lütfen yazılarımı okuma git la liga'ya dilenmeye devam et.
- Askerlik geldi çattı. EN BÜYÜK ASKER SİZİN ASKER. Kendinize iyi bakın.
5 Temmuz 2012 Perşembe
Bugün burada yazacaklarım gelecek sezona umutla bakan, şampiyonluk şarkıları söyleyen taraftarı memnun etmeyecektir. İçerisinde yalan olmayan, yazdıklarımın peşinden koşacağıma inandığım şeyleri yazıyorum. Ne diyelim, DOST ACI SÖYLER..
Özür Dilerim Hocam, Özcan Kızıltan...
Buradan aylarca Özcan hocayla ilgili varsayımlarda bulundum, kendisine yüz yüze geldiğimde söylemekten utanacağım kelimeleri bile yazdım. Öz eleştiri insanı onurlu kılar derler. Bunu da öğrenmiş oldum. Hocayla ilgili gerçekleri öğrendikçe kendisine ne kadar yanlış yaptığımı anlıyorum. Zamanında kendisine ulaşma şansımız olmadığı için yersiz yakıştırmalarda bile bulunduk. Kendisinden özür diledim, buraya da yazıyorum. Umarım affeder..
Röportajı İzmir'den 900 km uzaklıkta Ulaç'ın memleketi Mersin'de gerçekleştirdiğimizi vurgulamak istiyorum. Kendisini tanımadan önce ön yargılarım olmuş olsa da tanıştıktan sonra ne kadar alçak gönüllü olduğunu anladım. Mersin'de hatırı sayılır kişilerden, mendil satan insanlara kadar herkesin tanıdığı bir isim. İzmir gibi büyük bir yer olmayan Mersin'de arkasından adam gibi adam diye söz ettirmek pek kolay olmuyor ancak onu tanıyan herkesin söylediği şey sabit, Ulaç adam gibi adamdır...
Mersin Marina'da oturduğumuz yerde sorulara başlıyorum;
- Futbolcu olmasan ne olurdun?
Topçu olmaktan başka bir şey düşünmedim. Herhalde döner dolaşır futbolun içinde olurdum.
- Futbolu bıraktıktan sonra ne yapmak istiyorsun?
Futboldan olabildiğinde uzaklaşmak amacındayım. Yurt dışında yaşamak planlarımın arasında olan bir şey. Yurt dışına Tantuni'yi götürmek istiyorum. Avrupa ve Amerika'da Tantuni satan iki - üç dükkan açıp onlarla vakit geçirebilirim.
- Sahaya çıkmadan veya çıkarken uğurun var mı?Böyle şeylerle pek ilgilenmiyorum. Özellikle uğur olarak yaptığım bir şey yok..
- Kampta nasıl vakit geçiriyorsun?PS oyunlarıyla değil de bilgisayarla vakit geçiriyorum. Dota oynamayı çok seviyorum. Kampta fırsat buldukça dota oynarım.
Fizik olarak her maçta her şeyimi vermeye çalıştım. Verdim de. Cihat hoca geldiğinde hazırlık maçlarında da iyi performans gösterdiğime inanıyorum. Neden kadroda kalamadım? Açıkçası çok sorgulamıyorum. Futbolda böyle şeyler oluyor. Hocaya kırgınlığım var ancak futbolun içinden geliyoruz. Böyle şeyleri artık olgunlukla karşılıyorum. Diyebileceğim tek şey Göztepe'de oynamayı hak ediyordum. Takım olarak kötüydük belki evet ama her maç formanın hakkını verdim. Göztepe'ye ilk transfer olduğumda alternatif bek olarak gelmiştim, çalıştım formayı kaptım. Devre arasında da aynı şekilde çalıştım fakat karşılığında takımdan gönderildim.
Konu Göztepe'ye gelince klişe soruları bir kenara bırakıp uzunca bir muhabbete dalıyoruz. Son derece samimi geçen bu sohbetten arda kalanları yazıyorum...
- 'Başarısız bir takım' olarak hatırlanacaksınız, bunun sebepleri nelerdi?
Göztepe'ye gelirken başarısızlık kelimesini ağzıma almadım. Körfez'de başarılı bir sezon geçirdim ve Süper lig umuduyla transfer oldum. Ali Gültiken ve Özcan hocaya olan inancım sayesinde başarılı maçlar çıkardığıma inanıyorum. Özellikle Özcan hocaya büyük tepki olmasına rağmen her seferinde sustu, bizlerin daha iyi olması için çabaladı. Kendisi babam gibi Fenerbahçe'de oynarken de alt yapı hocalığımı yapmıştı.
Açıkçası Göztepe'ye geldikten sonra bazı acı gerçeklerle karşılaştım. Tesis olarak sıkıntımız vardı, bunu biliyorduk ama bahane olarak sunmuyorduk. İnciraltına gittiğimizde soyunma odaları perişan, idman saatinde gidiyoruz bizden önceki takım sahadan çıkmadan idmana çıkamıyoruz. İdman bitince duşlardan sıcak su akmıyor, 3 kişi yıkandıktan sonra bütün takım soğuk suyla duş alıyorduk. Dolayısıyla bunları benimsemek zor oluyor. Başarısızlık için neden üretmek bana göre değil. Ben yalnızca yaşadığımız zorluklardan bahsediyorum. Takım 25 kişi olunca çift idman olduğu günlerde oyuncuları yatıracak yatak bulamıyorduk. Deplasmana giderken otobüs bozuldu yolda kaldık. Bir kere olsa neyse dersiniz ama tekrarlanınca futbolcuyu rahatsız eder. Göztepe'nin kulübe ait bir otobüsü olmalı. Koskoca Göztepe camiası için bunlar üzüntüyle karşılanacak şeyler.
- Araştırma yaptığımda 'Yetenekli fakat akıllı davranmayan' futbolculardan birisi diyorlardı senin için, katılıyor musun?
Önceleri bu tarz yakıştırmalara takıldığım oluyordu. Gençliğin verdiği heyecanla bazı hatalar yapabiliyoruz. Şu anda evliyim, allah bağışlasın bir haftalıkta bir oğlum var. Artık ailem her şeyden önce geliyor. Göztepe'de oynarken de eşimle vakit geçiriyordum. Her ne kadar 15 maç oynamış olsam da Göztepe'de olgunluk çağımı yaşadım diyebilirim. İstediğimi buldum mu? Orasını tartışabiliriz. Ben Göztepe'de oyuncu olarak %100 performansımla oynadığıma inanıyorum. Futbol kültürümüzde yalnızca eleştirmek adına bakımlı oyuncuya takılırlar. Sırf bu tarz yakıştırmalardan sakınmak için 10 maça saçım 3 numara tıraşlı çıktım. Her gittiğim takımda böyle yakıştırmalar oluyordu. Göztepe böyle yakıştırmaları en az yaşadığım takım oldu. Taraftarla aramda hiç bir sıkıntı yoktu. Geçmişte kadro dışı kaldığı takımlarda bile ben hep doğru bildiğimi yapmaya dikkat ettim. Kötü bir adam değilim, hep iyi olmak için savaştım çoğu zaman kaybettim...
- Futbol hayatını değiştiren hoca var mı?
Aynı takımda da oynadığım Ahmet Yıldırım. Çok büyük hoca. Körfez'i namağlup götürüyorken oyuncularına haksızlık yapıldığı için bıraktı. Aynı zamanda çok büyük karakter. Büyük takımlarda boy göstermediği için pek bilinmiyor. Beni futbolcu yapan, sağ bek yapan kendisidir. Büyük saygım var. İlerleyen günlerde çok iyi yerlere geleceğine inanıyorum.
- Takımda en iyi anlaştığın oyuncular kimlerdi?
Korhan, Akın, Gürhan ile iyi anlaşıyordum. Esasında bütün takımla aram iyidir. Oda arkadaşım Bradley Grobler'di. Üç dil bildiğim için tercümanlık yaptığım bile oluyordu. Grobler'ın Göztepe'ye alışması için elimden geleni yaptım. Forvette başarısız gibi gözükse de tek forvet sistemine ayak uyduramadığı için tutunamadı. Şimdi ülkesine döndü, inşallah onun için her şey çok daha güzel olur.
- Göztepe'de düzelmezse başarı gelmez diyeceğin şeyler neler?
Başkanımız İmam Altınbaş çok iyi bir insan olmasına karşın takımdan çok uzak. Bazen futbolcular başkanlarını yanlarında görmek ister. Futbolcu psikolojisi bu, ne için uğraştığını, kim için uğraştığını başkandan dinlemek istersin. Çok kulüp değiştirdim başkanımızı en az gördüğüm kulüp Göztepe oldu. Kurumsal yapı gereği böyle davranmalarını anlıyorum ama şampiyonlukta ligde kalmakta bir sinerji ile olur. Başkan öncülük etmezse başarının geleceğini pek sanmıyorum.
Birazda futbolun dışına çıkmak istiyorum. Yeni bebeğin oldu, Aren. Nasıl geceleri uyutuyor mu?
Aren futboldan uzak kaldığım dönemde tutunduğum tek dal oldu. Henüz bir haftalık, sabaha karşı uyanıyor bir daha uyumuyor. Bende sabahları koşuya gidene kadar kendisiyle ilgileniyorum. Baba olmak çok başka bir şeymiş bunu yaşayınca anladım...
Peki ya Müjgan hanım (eşi) onunla nasıl tanıştınız?
10 sene önceki sevdiğimdi. Kendisi okumaya gitti, ben çeşitli takımlara transfer oldum derken bir gün yollarımız yeniden kesişti. Bu kez bırakmadım ve evlendik. Çok mutluyum.
Aren'in anlamı ne? Sizin için özel bir manası var mı?
Aren'in parlak kum tanesi ve soylu anlamları var.
6 aydır futboldan uzaksın, bu süreçte psikolojik olarak nasıl dayandın? Vücudunu koruyabildin mi?
Futbolu çok seviyorum. Vücudumun izin verdiği güne kadarda bırakmayı düşünmüyorum. Çok sevdiğiniz bu mesleği yaparken birileri önünüze taş koyunca altından kalkmak zor oluyor. Gençken böyle durumlarda fevri davranıp haksız duruma düştüğüm oluyordu. Psikolojik açıdan, maddi açıdan çok zor bir şey futboldan uzak kalmak. Ben Göztepe'de bunu yaşadım. Uğruna fedakarlık yaptığım kulüpten böyle ayrılmak istemezdim ama futbol dışı unsurlar devreye girince yapacak çok şey kalmıyor. Vücudum konusuna gelince de gayet iyi durumdayım. 6 aydır her sabah koşumu yapıyorum, her akşam salon idmanlarımı yapıyorum. (gülüyoruz, baksana kardeşim takımda oynayanlardan daha fitim diyor)
Ulaç Çağlayan'a verdiği samimi cevaplardan dolayı teşekkür ediyorum. Askere gideceğim için son röportajım olacak. Ağustos tertip gideceğim ancak on beş ay yokum. Göztepe sizlere emanet, dönüşte Bizans deplasmanında görüşme üzere Göztepe'ye gönül verenler... Kendinize iyi bakın...
Özür Dilerim Hocam, Özcan Kızıltan...
Buradan aylarca Özcan hocayla ilgili varsayımlarda bulundum, kendisine yüz yüze geldiğimde söylemekten utanacağım kelimeleri bile yazdım. Öz eleştiri insanı onurlu kılar derler. Bunu da öğrenmiş oldum. Hocayla ilgili gerçekleri öğrendikçe kendisine ne kadar yanlış yaptığımı anlıyorum. Zamanında kendisine ulaşma şansımız olmadığı için yersiz yakıştırmalarda bile bulunduk. Kendisinden özür diledim, buraya da yazıyorum. Umarım affeder..
Röportajı İzmir'den 900 km uzaklıkta Ulaç'ın memleketi Mersin'de gerçekleştirdiğimizi vurgulamak istiyorum. Kendisini tanımadan önce ön yargılarım olmuş olsa da tanıştıktan sonra ne kadar alçak gönüllü olduğunu anladım. Mersin'de hatırı sayılır kişilerden, mendil satan insanlara kadar herkesin tanıdığı bir isim. İzmir gibi büyük bir yer olmayan Mersin'de arkasından adam gibi adam diye söz ettirmek pek kolay olmuyor ancak onu tanıyan herkesin söylediği şey sabit, Ulaç adam gibi adamdır...
Mersin Marina'da oturduğumuz yerde sorulara başlıyorum;
- Futbolcu olmasan ne olurdun?
Topçu olmaktan başka bir şey düşünmedim. Herhalde döner dolaşır futbolun içinde olurdum.
- Futbolu bıraktıktan sonra ne yapmak istiyorsun?
Futboldan olabildiğinde uzaklaşmak amacındayım. Yurt dışında yaşamak planlarımın arasında olan bir şey. Yurt dışına Tantuni'yi götürmek istiyorum. Avrupa ve Amerika'da Tantuni satan iki - üç dükkan açıp onlarla vakit geçirebilirim.
- Sahaya çıkmadan veya çıkarken uğurun var mı?Böyle şeylerle pek ilgilenmiyorum. Özellikle uğur olarak yaptığım bir şey yok..
- Kampta nasıl vakit geçiriyorsun?PS oyunlarıyla değil de bilgisayarla vakit geçiriyorum. Dota oynamayı çok seviyorum. Kampta fırsat buldukça dota oynarım.
- Futbol hayatının en doğru kararı nedir?
Küçükköyspor'a transfer olmam. Maddi anlamla herhangi bir kazancım olmasa da kariyerimi etkileyen kulüptür. İnsanların tercihlerinde ilk sıralara koymayacağı bir kulübe tereddüt etmeden gittim ve futbol hayatıma tutunmamda ki sebeplerden birisi oldu Küçükköyspor..- Özcan Kızıltan döneminde her maç oynadın, Özcan Hocanın gitmesiyle takımdan gönderildin sebep neydi?Fizik olarak her maçta her şeyimi vermeye çalıştım. Verdim de. Cihat hoca geldiğinde hazırlık maçlarında da iyi performans gösterdiğime inanıyorum. Neden kadroda kalamadım? Açıkçası çok sorgulamıyorum. Futbolda böyle şeyler oluyor. Hocaya kırgınlığım var ancak futbolun içinden geliyoruz. Böyle şeyleri artık olgunlukla karşılıyorum. Diyebileceğim tek şey Göztepe'de oynamayı hak ediyordum. Takım olarak kötüydük belki evet ama her maç formanın hakkını verdim. Göztepe'ye ilk transfer olduğumda alternatif bek olarak gelmiştim, çalıştım formayı kaptım. Devre arasında da aynı şekilde çalıştım fakat karşılığında takımdan gönderildim.
Konu Göztepe'ye gelince klişe soruları bir kenara bırakıp uzunca bir muhabbete dalıyoruz. Son derece samimi geçen bu sohbetten arda kalanları yazıyorum...
- 'Başarısız bir takım' olarak hatırlanacaksınız, bunun sebepleri nelerdi?
Göztepe'ye gelirken başarısızlık kelimesini ağzıma almadım. Körfez'de başarılı bir sezon geçirdim ve Süper lig umuduyla transfer oldum. Ali Gültiken ve Özcan hocaya olan inancım sayesinde başarılı maçlar çıkardığıma inanıyorum. Özellikle Özcan hocaya büyük tepki olmasına rağmen her seferinde sustu, bizlerin daha iyi olması için çabaladı. Kendisi babam gibi Fenerbahçe'de oynarken de alt yapı hocalığımı yapmıştı.
Açıkçası Göztepe'ye geldikten sonra bazı acı gerçeklerle karşılaştım. Tesis olarak sıkıntımız vardı, bunu biliyorduk ama bahane olarak sunmuyorduk. İnciraltına gittiğimizde soyunma odaları perişan, idman saatinde gidiyoruz bizden önceki takım sahadan çıkmadan idmana çıkamıyoruz. İdman bitince duşlardan sıcak su akmıyor, 3 kişi yıkandıktan sonra bütün takım soğuk suyla duş alıyorduk. Dolayısıyla bunları benimsemek zor oluyor. Başarısızlık için neden üretmek bana göre değil. Ben yalnızca yaşadığımız zorluklardan bahsediyorum. Takım 25 kişi olunca çift idman olduğu günlerde oyuncuları yatıracak yatak bulamıyorduk. Deplasmana giderken otobüs bozuldu yolda kaldık. Bir kere olsa neyse dersiniz ama tekrarlanınca futbolcuyu rahatsız eder. Göztepe'nin kulübe ait bir otobüsü olmalı. Koskoca Göztepe camiası için bunlar üzüntüyle karşılanacak şeyler.
Kötü bir adam değilim, hep iyi olmak için savaştım çoğu zaman kaybettim..
- Araştırma yaptığımda 'Yetenekli fakat akıllı davranmayan' futbolculardan birisi diyorlardı senin için, katılıyor musun?
Önceleri bu tarz yakıştırmalara takıldığım oluyordu. Gençliğin verdiği heyecanla bazı hatalar yapabiliyoruz. Şu anda evliyim, allah bağışlasın bir haftalıkta bir oğlum var. Artık ailem her şeyden önce geliyor. Göztepe'de oynarken de eşimle vakit geçiriyordum. Her ne kadar 15 maç oynamış olsam da Göztepe'de olgunluk çağımı yaşadım diyebilirim. İstediğimi buldum mu? Orasını tartışabiliriz. Ben Göztepe'de oyuncu olarak %100 performansımla oynadığıma inanıyorum. Futbol kültürümüzde yalnızca eleştirmek adına bakımlı oyuncuya takılırlar. Sırf bu tarz yakıştırmalardan sakınmak için 10 maça saçım 3 numara tıraşlı çıktım. Her gittiğim takımda böyle yakıştırmalar oluyordu. Göztepe böyle yakıştırmaları en az yaşadığım takım oldu. Taraftarla aramda hiç bir sıkıntı yoktu. Geçmişte kadro dışı kaldığı takımlarda bile ben hep doğru bildiğimi yapmaya dikkat ettim. Kötü bir adam değilim, hep iyi olmak için savaştım çoğu zaman kaybettim...
Birazda Ulaç Çağlayan diyelim.. Devre arasında gelen transfer teklifleri vardı, sen kabul etmedin. Sebeplerini öğrenebilir miyiz?
Verdiğim sözlere çok büyük saygım var. Körfez'de oynarken Göztepe bana Bank Asya 1.ligde oynama fırsatı verdi. Bende o şansı iyi kullandığımı düşünüyorum. Devre arasında Elazığspor ve Kayseri Erciyesspor'dan transfer teklifi aldım. Ali Gültiken ile konuştuktan sonra Göztepe'de kalmaya karar verdim. Sezon başında Göztepe'ye verdiğim bir söz vardı. Benim Göztepe'den ayrılacak olmam kulübe maddi anlamda zarar verecekti. Verdiğim sözün arkasında durdum fakat Ali Gültiken transfer sezonu bitmesine yakın istifa edince her şey karıştı. Transfer sezonunun bitimine dört (4) gün kala kadro dışı kaldığımı öğrendim. Bu anlamda kırgınlıklarım illa ki var ancak dediğim gibi futbolun içinde olan şeyler. Ben Göztepe'de minimum ücretle oynayan oyunculardan biriydim. İmza attığım bedelin üçte birini aldıktan sonra 5 maç başı paramıza ceza geldi. Sebebini sorgulayamadık bile, kulüpten bonservisimi alabilmek için de alacaklarımdan vazgeçtim. Göztepe camia olarak büyük, yönetim olarak zafiyet gösterdikleri de acı gerçektir. Eğer ben verdiğim sözleri hiçe saymayı tercih etseydim Süper Lige çıkan takımın topçusu olabilirdim.- Futbol hayatını değiştiren hoca var mı?
Aynı takımda da oynadığım Ahmet Yıldırım. Çok büyük hoca. Körfez'i namağlup götürüyorken oyuncularına haksızlık yapıldığı için bıraktı. Aynı zamanda çok büyük karakter. Büyük takımlarda boy göstermediği için pek bilinmiyor. Beni futbolcu yapan, sağ bek yapan kendisidir. Büyük saygım var. İlerleyen günlerde çok iyi yerlere geleceğine inanıyorum.
- Takımda en iyi anlaştığın oyuncular kimlerdi?
Korhan, Akın, Gürhan ile iyi anlaşıyordum. Esasında bütün takımla aram iyidir. Oda arkadaşım Bradley Grobler'di. Üç dil bildiğim için tercümanlık yaptığım bile oluyordu. Grobler'ın Göztepe'ye alışması için elimden geleni yaptım. Forvette başarısız gibi gözükse de tek forvet sistemine ayak uyduramadığı için tutunamadı. Şimdi ülkesine döndü, inşallah onun için her şey çok daha güzel olur.
- Göztepe'de düzelmezse başarı gelmez diyeceğin şeyler neler?
Başkanımız İmam Altınbaş çok iyi bir insan olmasına karşın takımdan çok uzak. Bazen futbolcular başkanlarını yanlarında görmek ister. Futbolcu psikolojisi bu, ne için uğraştığını, kim için uğraştığını başkandan dinlemek istersin. Çok kulüp değiştirdim başkanımızı en az gördüğüm kulüp Göztepe oldu. Kurumsal yapı gereği böyle davranmalarını anlıyorum ama şampiyonlukta ligde kalmakta bir sinerji ile olur. Başkan öncülük etmezse başarının geleceğini pek sanmıyorum.
Birazda futbolun dışına çıkmak istiyorum. Yeni bebeğin oldu, Aren. Nasıl geceleri uyutuyor mu?
Aren futboldan uzak kaldığım dönemde tutunduğum tek dal oldu. Henüz bir haftalık, sabaha karşı uyanıyor bir daha uyumuyor. Bende sabahları koşuya gidene kadar kendisiyle ilgileniyorum. Baba olmak çok başka bir şeymiş bunu yaşayınca anladım...
Peki ya Müjgan hanım (eşi) onunla nasıl tanıştınız?
10 sene önceki sevdiğimdi. Kendisi okumaya gitti, ben çeşitli takımlara transfer oldum derken bir gün yollarımız yeniden kesişti. Bu kez bırakmadım ve evlendik. Çok mutluyum.
Aren'in anlamı ne? Sizin için özel bir manası var mı?
Aren'in parlak kum tanesi ve soylu anlamları var.
6 aydır futboldan uzaksın, bu süreçte psikolojik olarak nasıl dayandın? Vücudunu koruyabildin mi?
Futbolu çok seviyorum. Vücudumun izin verdiği güne kadarda bırakmayı düşünmüyorum. Çok sevdiğiniz bu mesleği yaparken birileri önünüze taş koyunca altından kalkmak zor oluyor. Gençken böyle durumlarda fevri davranıp haksız duruma düştüğüm oluyordu. Psikolojik açıdan, maddi açıdan çok zor bir şey futboldan uzak kalmak. Ben Göztepe'de bunu yaşadım. Uğruna fedakarlık yaptığım kulüpten böyle ayrılmak istemezdim ama futbol dışı unsurlar devreye girince yapacak çok şey kalmıyor. Vücudum konusuna gelince de gayet iyi durumdayım. 6 aydır her sabah koşumu yapıyorum, her akşam salon idmanlarımı yapıyorum. (gülüyoruz, baksana kardeşim takımda oynayanlardan daha fitim diyor)
Ulaç Çağlayan'a verdiği samimi cevaplardan dolayı teşekkür ediyorum. Askere gideceğim için son röportajım olacak. Ağustos tertip gideceğim ancak on beş ay yokum. Göztepe sizlere emanet, dönüşte Bizans deplasmanında görüşme üzere Göztepe'ye gönül verenler... Kendinize iyi bakın...
26 Haziran 2012 Salı
Yolun Açık Olsun Grobler
Giden futbolcularla ilgili çok post girmem. Idan gittiğinde bir şeyler yazmıştım. Şimdide Bradley'in gidişinin ardından yazmak istedim. Yıllarca çekilen hasretten sonra Bank Asya'ya çıktığımız ilk sezonda büyük umutlarla gelen iki yabancı oyuncumuz büyük hayal kırıklıklarıyla ülkelerine döndüler. Seni atamadığın çalımlarla, kaçırdığın gollerle hatırlayacağız belki ama iyi niyetini asla unutmayacağız.
Yolun Açık olsun Bradley!
Yolun Açık olsun Bradley!
Altyapıyı kime emanet edeceğiz?
19 Haziran 2012 Salı
Ulvi Güveneroğlu
Süreçte yönetimi suçlayanlar, Ulvi hocaya küfür edenler ve 'içimizden biri neden çıkmıyor?' grupları olarak yine bölünmeyi başardık. Konu Göztepe olunca itina ile bölünebiliyoruz. Empati yapmak her zaman sağlıklı olmasa da bu konuda Ulvi hocaya hak verdiğimi söyleyebilirim. 15 sene top oynadığın, 405 kez formasını giydiğin takımdan hizmet çağrısı gelince anlaştığın kulüp Göztepe bile olsa duygularına yenik düşebiliyorsun.
Her ne kadar hak veriyor olsam da Ulvi hoca kariyerinde hep bir kara lekeyle dolaşacaktır. Efsane futbolcu olması, karakterli topçu olması Göztepe büyüklüğünü algılayamayıp yaptığı yanlışın üzerini örtemeyecek. Bize düşen Göztepe'mizi düşünmek. Şahıslar üzerine çok durmamalıyız. Yeni anlaşılacak hocanın Göztepe'nin değerlerini bilen birisi olması yeterli olacaktır.
22 Mayıs 2012 Salı
29 Nisan 2012 Pazar
Fotoğraflar / Türkiye Bisiklet Turu / Gümüldür
Yazlığa giderken bisiklet turundan haberim dahi yoktu. Ürkmez'e markete gitmek istiyordum ki jandarma yolu kapatmış, hayırdır? derken bisikletçiler geçecek bir saat yol kapalı cevabıyla öğrendim. Sonrasında yorum yapmayı bırak yarışanların isimlerini dahi bilmediğim bu sporu seyretmek zevkli geldi. Gerisi size kalmış, ilgilisine.
26 Nisan 2012 Perşembe
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)