18 Kasım 2011 Cuma

Nerede Kalmıştık?



Sahada yürekle oynamayan bir grup futbolcu, taraftardan sürekli zaman isteyen teknik direktör ve kendi içinde bölünen tribünler. Henüz maçın 2. dakikasında 'Özcan istifa' diye bağıran taraftarın beklentisi, galibiyet. Sahadaki futbolcular hocayı istemiyor, tribün hocayı istemiyor, yönetim hocaya güveniyor. Sürekli huzursuzluk, sürekli bir kaos ortamı. Ligin ilk haftası Denizli'de yaşanan rezalet unutulmuş, takım üç hafta iyi gidince herkes susmuş, şimdilerde bağırıyorlar ' Tayfuuun, Tayfuuun ' Hele ki geçen beş tam anlamıyla rezalet..

Yönetimin transfer politikasında eksikler olduğu herkes tarafından biliniyordu. Transferler hiç bir zaman istenildiği gibi yapılmadı, oyuncular kampa yetişemedi, istenilen oyuncular alınmadı. Kadronun bu ligin altında olduğu Denizli maçında o kadar açıktı ki ondan sonra gelen üç hafta durumun iyiye gitmesi herkesi uyuttu. Sorunu yanlış yerlerde arayıp, her hafta yeni sıkıntılar ürettiğimiz için protestolarımız bile kalmaya başladı..


Sezon başında giden futbolculara,
Maç kaybedilince hocaya,
Takım istenildiği gibi gitmeyince tesis sorununa,
Zaman zaman biletlerin pahalı olmasına sarıldık durduk..
Tüm bunlar için çok geçerli sebeplerimiz olsa da takımın en büyük sorununun TESİS olduğu gerçeğini gelen galibiyetlerle unutmaya devam ettiğimiz sürece istikrarsız başarılarla övünüp duracağız.

Takım Süper lige çıksa ne olacak ki? Mevcut şartlara hangi oyuncuyu transfer edebileceksin? Tesisin olmadan, alt yapın olmadan oralarda başarı nasıl gelecek? 
Teknik taktik sizin olsun, bu sezondan tek beklentim tesis sorununun çözümü için ciddi bir yatırım yapılmasıdır. Umarım bir sezon daha bekleyerek geçmez, ciddi hamleler görürüz. 












Hiç yorum yok: