24 Şubat 2014 Pazartesi

Şampiyonluk Hikayesi #1

Twitter sayesinde tanıdığımız güzel adamlarla aylar öncesinden Hatay deplasmanını hayal edip duruyorduk. Yılbaşı gecesi bile birbirinden ayrı 23-24 tane adam istemsizce twitter ve whatsapp grubuna ŞAMPİYON OLACAĞIZ! yazıyordu. Tüm bunlar olurken Özgür hoca takımdan ayrılmış yerine Zafer hoca gelmişti. Armaya gönülden bağlı kimi zaman 5-6 kişi diyerek ötekileştirilen o güzel adamlar şampiyonluğa olan inançlarını hiç kaybetmediler..

Maç sabahı çoğu kişi gibi 04:30 gibi başlamıştı. Mersin'den Mehmet'i alıp Adana'ya gidecek ve tayfaya katılacaktım. Mehmet'in Göztepe ile uzaktan yakından bağlantısı yok. Bizim tribünü ve ortamı merak ettiği için gelmek istedi, kırmadım. Sabah 08:25 gibi tayfanın uçağı Adana'ya indi ve Hatay'a yolculuk başladı.



Hatay'a vardığımızda cumartesi gününden Hatay'a ulaşan arkadaşlar bilet sıkıntısını çözmüş o konuda neyse ki sıkıntı çekmedik ve stadyumdaki yerlerimizi aldık. Buraya kadar anlattıklarım içerisinde bol bol piiz olan herkesin şampiyonluk inancının tavan yaptığı zamanlardı. Taraftarların Hatay'a akın etmesi topçulara da yaramış olacak ki maçın ilk çeyreğinde ilk gol geldi. Derken Halil'in nefis golüyle fark ikiye çıktı. Biz daha ikinci golün sevincini yaşarken maç 3-0 oldu. Yalnızca Halil'in 2.golde seken topa vurduğu anı gördüm ve sonrasında olanları şu an bile zar zor anımsıyorum.

Maç 3-0 olunca Göztepeli olmanın gereği olarak kimse rahatlayamadı. Esasında tribün uzun süredir özlenen tabloyu Hatay'da gösteriyordu. Herkes birlik içerisinde hareket edip en ufak bi' taşkınlık olmamıştı. Hatay tribünlerine de teşekkür etmek lazım gereksiz holiganlık yaparak ortamı germediler. İşler hayal ettiğimiz gibi gidiyordu takım 3-0 öne geçmişti belki ama Göztepeliler olarak bu duruma alışık değildik. Neyse ki takımımız bizi utandırmadı ve skor 3-2'ye geldi. Son dakikalarda klasik Göztepe sendromu ile akıl sağlımız yeterli zararı gördü ama bu kez işler tersine dönmedi galibiyeti almayı başardık. Hatay'da galip geldik işin kutlaması Adana'ya sarktı. Kazancılar'da galibiyetin hakkını verdik diyebilirim. Özellikle Kazancılar'da okunan isyan marşı ve besteler eğlenmeyi çok özlediğimizi hatırlattı. Bizler mutlu olmayı hak eden güzel adamlarız şartlar gereği bir türlü istediğimize ulaşamıyoruz. Ama biliyoruz ki gün gelecek ve biz o armayı en yukarılara taşıyacağız.

Hatay maçı yaşandı ve geçti. Önümüzde zorlu Yeni Malatyaspor maçı var. Çarşamba günü lider olmak için süper bi' gün umarım takımın Hatay maçı motivasyonu devam eder. Son olarak KıpKıp, Sercan ve Bora abilerime, Göztepe Twitter tayfa olarak çorbaya değil armaya hizmet için koşturan güzel abilerim ve kardeşlerime teşekkür ediyorum. Dün güzelse Göztepe kadar onlarında payı büyük. Her şey büyük Göztepe için, iyi ki varsınız!

( Maçın 25.dakikasında skoru sormanla 1-0 olduğuna inandırmak için 10 dakika harcamış olsam bile seviyorum seni güzel abim :))))) )

Her şeyi detaylı yazmak istedim fakat bazı güzellikler bize kalsın. Unuttuklarım varsa kusura bakmasın.. 

18 Şubat 2014 Salı

Umut Sende


Usanmadan sizi dinlemeyen birine bir şeyi izah etmek gerçekten yoruyor. Aylardır belki yıllardır yapılan hataları yazıp duruyoruz. Transferinden stadına, tesisinden store'una kadar her şey hakkında mutlaka doğruyu bildiğimizi ifade ediyoruz. Karşımızda ise bizi dinleyen ancak şartların gerektirdiği (kişisel çıkarı daha doğru) davranan, her seferinde sonucu aleyhine çeviren bir aile var. Kabul ediyoruz büyük yatırım(söylemleri bu yönde) yaptılar, kimse sahip çıkmazken Göztepe'yi satın alıp bizlere büyük vaatler verdiler. Tüm bunlar yapılırken de üzerimize düşeni yapıyorduk, bugünde.. 

İşler kötüye gittiği zaman hep başkaları suçlu oldu. Bizler nasıl her konuda yorum yapma hakkını kendimizde koşulsuz görüyorsak Altınbaş ailesi de işler yolunda gitmediği zaman hatayı başkasında bulma hakkını kendisinde buldu. Artık parklarda, okul bahçesindeki çocuklar bile Göztepe'nin bariz sıkıntılarından bahsediyor. Takımın ligdeki durumu, sahada oynadığı oyundan falan bahsetmiyorum. Anlatmak istediğim şey kronikleşmiş başarısızlık.

Pazar günü tüm desteğimizle Hatay'a gideceğiz ama taraftarın kafasında biz iyi takım değiliz var. İşler kötü giderken hiçbir zaman desteğimizi çekmedik ki bugün bırakalım. Biz hala 'hatır transferi yapıldı mı?' bunu öğrenemedik mesela. Kulübün içerisindeki Göztepeli olmayan çorbacıları yüksek sesle bağırmamıza rağmen oradan uzaklaştıramadık. Bizimde beceriksizliğimiz bu olsa gerek. Neyse yine tek kelime futbol yazmadan haftayı tamamladım. Pazar günü alınacak galibiyet tüm bu yukarıda yazdıklarımı unutturacak. Olsun biz Göztepe'yi böyle sevdik. 

13 Şubat 2014 Perşembe

14 Şubat


ardında pek çok soru kaldı şimdi. her sene yaz tatillerinde saçma sapan isteklerle geçen 1 haftaya bile razıydım. yaşın 24 aklın pek yerlerde olmamasına rağmen yüreğin hep iyilik doluydu. bir çeşit veda mektubu lan bu. çok garip. kaybedince anlıyor insan sevdiğinin değerini. ardından ağladım bile lan. zamansız oldu. beklenmedik şekilde oldu. mekanın cennet olsun, kuzenim, aslanım.. 

vefatının hemen ardından yazmıştım yukarıdakileri. kaç yıl geçti sayamadım bile. giden gittiğiyle kalanda büyük acılarla kaldı olduğu yerde. gidişini sıradanlaştırmadım ama artık adın geçtikçe daha az içim acıyor. ölümü bile anlaşılabilir kıldın lan sen. bir yerlerdesin, elbet buluşacağız aslanım. 

9 Şubat 2014 Pazar

İstemek




Bugün sahada galibiyeti isten bir adam vardı. Top gelmeyince gitti kendi kaptı,golünü attı.


Sezonun özeti

( Fotoğrafların kaynağı GözGöz Tv )



2 Şubat 2014 Pazar

Süreç


İlk yarının son haftasında Turgutlu deplasmanının hemen sonrasında Özgür hoca ile yollar ayrıldığında yeni gelecek hocayı merakla bekliyorduk. Esasında Göztepe ve Altınbaş'ı birazcık tanımış olan kime sorsak inşallah daha isimsiz, bize yeterli olmayacak hoca gelmez diyordu. Çünkü Altınbaş yönetimi kimi yetersiz görüp gönderdiyse yerine hep soru işaretleriyle dolu hamleler yaptı. Başlarda futboldan anlamıyorlar ama profesyonel yöneticilerle çalışılıyor diye uyutulduk o günlerde bile verilen sözler hep 'Göztepe 5 yıl içerisinde Avrupa'da' olmuştu. Bank Asya'ya çıkılan sezon yaşanan kadro kıyımı ile başlayan süreç bugün taraftar için hüsranın ötesinde acı verecek duruma geldi. 

Süslü cümlelerle verilen sözlerin karşılığı hep taraftarın canını acıttı. Zamanla yaşanan sıkıntılar bile sürekli tekrar etmeye başladı. Yeni hoca geliyor, tutamayacağı sözler veriyor, takım kötü gidiyor, hoca ilk olarak tesisten dert yanıyor, takım daha kötü oluyor, hoca idman yapacak yerimiz yok diyor, hoca ile yollar ayrılıyor.. Sonra taraftar bizi kurtaracak özlenen günlerdeki gibi top oynatacak hocayı beklerken Göztepe'yi basamak olarak gören ardında pek çok soru işareti olan hoca ile anlaşılıyor. Süreç başa sarıyor.  Yeni hoca geliyor, tutama....

Esasında herkesin rahatsız olduğu şeyler açıkça ortada.. Bunları yüksek sesle konuşmak gerekiyor. Çünkü olmuyor yani ne yaparsak yapalım sahada istediğimiz Göztepe'yi bulamıyoruz. Altınbaş'a yakın duran menajerler, sürekli sıkıntıya sebep olan scout ekibi, yaraya ilaç olmayacak transferler.. Göztepe'nin kendi evlatları artık o kulüpten içeriye girmeli. Ne şekilde olur, kim buna ön ayak olur bilmiyorum ama Altınbaş ailesi şunu çok iyi anlamalı; sahada oynanan futbol değil gençliğimiz..


1 Şubat 2014 Cumartesi